Öyle değerli nice erler ki; ne (yolculuktaki) bir ticaret, ne de (memleketlerindeki kârlı) bir satış, on ları (dille ve kalple) Allâh’ı zikretmekten, o (farz) na maz(lar)ı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymamaktadır. (Çünkü) onlar kendisinde kalp lerin ve gözlerin (kar şılaştıkları dehşetten dolayı yerlerinden fırlayıp, anlamaz ve görmez bir hal alarak, ba zen kurtuluş arzusu, bazen de helâk korkusuyla sağa sola doğru bakınarak) dönüp duracağı büyük bir gü n(ün şiddetin) den korkmaktadırlar. (Nur Suresi; 37 )